Zindan Adası (Shutter Island), 12 Mart 2010 senesinde ülkemizde vizyona girmiştir. Filmin türü gizem ve gerilimdir. Yönetmenliğini Martin Scorsese, senaristliğini ise Laeta Kalogridis yapmıştır. Shutter Island filminin başrollerini Leonardo DiCaprio, Emily Mortimer ve Mark Ruffalo paylaşmıştır.
İşte Shutter Island Film Sözleri
- “Sanity’s not a choice, Marshall. You can’t just choose to get over it.”
- “That’s the Kafkaesque genius of it.”
- “Marshall, you have no friends.”
- “Violence is in us. It’s what we are. We wage war, we burn sacrifices, and pillage and plunder and tear at the flesh of our brothers. And why? Because God gave us violence to wage in his honor.”
- “She was in a group therapy session.”
– “Huh. Anything unusual occur?”
“This is a mental institution, Marshal, for the criminally insane. Usual isn’t a big part of our day.” - “Did you know that the word ‘trauma’ comes from the Greek for ‘wound’? Hm? And what is the German word for ‘dream’? Traum. Ein Traum. Wounds can create monsters, and you, you are wounded, Marshal. And wouldn’t you agree, when you see a monster, you must stop it?”
- “Been alone much since you got here?”
- “Which would be worse? To live as a monster or to die as a good man?”
- “God gave us violence to wage in his honor.”
– “I thought God gave us moral order.”
“There’s no moral order at all. There’s just this: can my violence conquer yours?” - “Guy’s name is George Noyce, nice collegekid, socialist. He gets offered some money to do a psyche study. Guess what they were studying?”
– “Toothpastes.”
“He starts seeing dragons everywhere.” - “Crazy people are the perfect subjects. They talk, nobody listens.”
- “What would I do if I got out? I don’t know the world anymore. They say there are bombs that can reduce whole cities to ash and uh, what do you call ’em, televisions, voices and faces coming from a box. I hear enough voices already.”
- “You don’t have a partner, Marshall. You came here alone.”
Zindan Adası Sözleri
“Deliler mükemmel dava konularıdır. Konuşurlar ama kimse dinlemez.”
“Arzu ettiğin şeyler, beklemekten vazgeçtiğin anda gerçekleşir. Bu; hayatın ‘sen bakarken soyunamıyorum’ deme şeklidir.”
“Biz de yaşamış, sevmiş ve gülmüştük. Bizi unutmayın.”
“İnsanlar sana deli olduğunu söyler. Sen aksini iddia ettiğinde de sana katılırlar.”
“Dünyayı artık tanımıyorum. Bütün şehirleri küle çevirecek bombalar olduğunu söylüyorlar. Bir de televizyon dedikleri şey var. Bir kutuda insanlar ve sesler var. Ben yeterince ses duyuyorum zaten.”
“Hangisi daha kötü olurdu; bir canavar olarak yaşamak mı, yoksa iyi bir insan olarak ölmek mi?”
“Öfkelisin, eğitimlisin, tehlikelisin. Elimizdeki en tehlikeli hastasın.”
“Şöyle bir düşüncem var ki, bir hastayı saygıyla tedavi eder ve onu dinlerseniz, anlamaya çalışırsanız, ona ulaşabilirsiniz.”
“Akıllılık bir seçim değildir. Ona sahip olmayı seçemezsiniz.”
“Yaralar canavarlar yaratabilir ve sen bir yaralısın.”
“Adın bir kez deliye çıktı mı yaptığın her şey bu deliliğin parçası olarak görülür. Mantıklı iddiaların veya itirazların gerçek korkuların, paranoya.”
“Göründüğünden daha zekisin Marshall, ki bu muhtemelen hiç iyi bir şey değil.”
“İnsanları tanırım. O adama güveniyorum.”
– “O halde desene, çoktan kazandılar.”
