Şeytanın Avukatı, 1997 yılında vizyona girmiş, aynı adlı romandan uyarlanan bir filmdir. Yönetmenliğini Taylor Hackforg, senaristliğiniyse Jonathan Lemkin, Tony Gilroy ve Andrew Neiderman yapmıştır. The Devil’s Advocate filminin başrollerini Keanu Reeves, Al Pacino, Charlize Theron ve Connie Nielsen paylaşmıştır.
İşte The Devil’s Advocate Film Sözleri
- “I hope you’re representing the devil’s advocate.”
- “Free will… I only set the stage, you pull your own strings.”
- “You were just a little move involved with someone else: yourself.”
- “When you reach to the next level prepare to meet the new devil.”
- “Freedom, baby… is never having to say you’re sorry.”
- “Sometimes it’s better to be with the devil you know than the angel you didn’t know.”
- “What about love?”
– “Love is overrated. Biochemically no different than eating large quantities of chocolate.” - “What are you?”
– “I have so many names.”
“Satan.”
– “Call me Dad.” - “No matter how good you are, don’t ever let them see you coming.”
- “Vanity is definitely my favorite sin.”
- “Look, but don’t touch. Touch, but don’t taste. Taste, but don’t swallow.”
- “People have confused playing devil’s advocate with being intelligent.”
şeytanın avukatı sözler
“Siz insanlar garipsiniz. Kötü bir şey olduğunda şeytan yaptı diyorsunuz. İyi bir şey olduğunda ise Tanrı. Tanrı iyi falan değildir, sadece reklamını iyi yapıyor.”
“Baskı, her şeyi değiştiren şey baskı. Bazı insanlara baskı uygulandığında işine odaklanır. Bazılarıysa çözülür… Yeteneğini istediğinde gösterebilir misin?”
“Devir, dostuna ihanet etme devri. Karını aldatma devri. Anneni sadece Anneler Günü’nde arama devri. Charlie, her şey boktan!”
“Her şey başladığından ber burada, yeryüzünde her işe burnumu sokuyorum!”
“Kibir, kesinlikle en sevdiğim günah.”
“Asla! Cennette hizmet etmektense, cehennemde hüküm sürmek daha iyidir. Neden olmasın? Her şey başladığından beri burada, yeryüzünde her işe burnumu sokuyorum! İnsanoğluna bahşedilen her duyguyu onda yeşerttim! İstediklerini ona sağladım ve onu asla yargıla.”
“Peki ya aşk nedir sence?” – “Abartı. Biyokimyasal olarak yüksek miktarda çikolata yemekten hiçbir farkı yok.”
“İşte kurtların arasına koyunlar gibi gönderiyorum sizi.”
“Kendine bu kadar güvenme evlat. Ne kadar iyi olursan ol, asla dikkatleri üstüne çekme. Bu en büyük hatan olur. Her zaman küçük görünmek zorundasın. Sessiz ol, küçük adam ol. Aptalı oyna, istenmeyeni. Saf görünen zeki ol. Mona Lisa’nın eteğindeki el benim.”
“Ben bir kuklacı değilim Kevin, sadece sahneyi hazırlarım.”
“Sana tanrı hakkında bir iki sır vereyim. Tanrı seyretmeyi sever. O bir oyunbazdır. Bir düşünsene, insana içgüdüler verir sana bu olağanüstü yetiyi verir, sonra ne yapar dersin? Sırf kendi eğlencesi için, kendi özel kozmik komedi filmi için tam zıttı kurallar koyar. Gelmiş geçmiş en büyük ahmak. Bak, ama dokunma. Dokun, ama tatma. Tat, ama yutma. Ve sen sekip dururken, o ne yapar? Hasta, kahrolası kıçıyla güler! Hasisin tekidir! sadisttir! görevi başında bulunmayan bir derebeyidir! buna tapmak mı? asla!”
